Yaralanmalar sırasında enfeksiyon ajanları el dokusu içerisine bulaşır. Basit yüzeyel enfeksiyonlardan elde fonksiyon kayıplarına neden olabilecek ciddi enfeksiyonlara kadar değişik form ve tiplerde enfeksiyonlar gelişebilir. Elin küçük fonksiyonel kompartmanlardan oluşması özel enfeksiyon formlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Ellerimizde deri, tendon, kemik ve eklemin birbirine çok yakın olması, oluşmuş enfeksiyonların yakından takibini gerektirir. Gelişen enfeksiyonun kontrol altına alınamaması elin fonksiyonunu yitirmesine ve kesilmesine kadar varan sonuçlara yol açabilir.

Genel olarak; açık yara var ise açık yaranın temizlenmesi, debridman, apsenin boşaltılması, ölü dokuların ortamdan uzaklaştırılması, elin uygun fonksiyonel pozisyonda atele alınması ve elevasyon hastanın klinik durumuna göre yapılması gereken ilk ve temel tedavi ilkelerini oluşturur.

Paronişi : Tırnağı çevreleyen derinin enfeksiyonudur. Tırnak kökünde ağrı, şişlik ve kızarıklık gözlenir. Travma, manikür, sık bulaşık yıkama, batık tırnak sık nedenlerindendir. Klinik olarak travma sonrası 3-5 gün içinde başlayan kızarıklık, ödem ve tırnağın kök veya yan köşelerinde bölgesel ağrı ve hassasiyet olmaktadır. Apseleşme yok ise ılık su banyoları ve oral antibiyotik tedavisi yeterlidir. Apse oluşması durumunda kesi ve apsenin boşaltılması gerekir.

Felon: Parmak ucunda gelişen apselere verilen isimdir. Ani başlayan ve zonklayan tarzda ciddi ağrı, kızarıklık ve ödeme doku ölümü eşlik edebilir. Genellikle parmak ucuna yabancı bir cismin batması sonrasında ortaya çıkar. Nadiren tedavi edilmemiş paronişi sonucu da oluşabilir. Parmak ucundan özensiz olarak kan alınması felon gelişmesine neden olabilir. Enfeksiyon yayılım ile kemiğe ilerleyebilir. Elin yukarıda tutulması, ağızdan antibiyotik kullanımı ve günde iki kez ılık su banyosu uygulanır. Ek olarak apsenin cerrahi olarak boşaltılması gerkebilir.

Herpetik dolama: Elin en sık görülen enfeksiyonudur. Genellikle hasarlı cilt üzerinde gelişir. Ağız salgılarına maruz kalan sağlık çalışanları özellikle risk altındadır. Klinik belirtiler ani başlayan ödem, kızarıklık ve bölgesel ağrıdır. Ateş, dirsek ve koltuk altı lenf bezelerinin şişmesi tabloya eşlik edebilir. İlk günlerde içi berrak olan kabarcıklar, zamanla birleşerek apse benzeri bir görünüm kazanabilir. Herpetik dolama özellikle parmak ucunda gelişirse paronişi veya felon ile karışabilir. Genellikle iki-üç hafta içerisinde kendiliğinden iyileşmesi beklenir. Lezyonun gelişmesini takiben ilk 48 saat içerisinde uygun ilaçlar başlanırsa şikayetler geriler. Vezikül sıvısı virüs içerdiğinden, yayılımı engellemek amacı ile kuru bez ile kapatılmalıdır. Vakaların %30-50 si tekrarlayabilir, yılda üç veya daha fazla enfeksiyon olması durumunda uzun süreli baskılayıcı tedavi düşünülebilir.

Isırık enfeksiyonları: İnsan veya hayvan ısırığı ile ağız kısmına yumruk atma sonrası oluşan hasarlara ait enfeksiyonlar tipik olarak el sırtında gözlenir. Genel olarak her beş ısırıktan birinde enfeksiyon olduğu gözlenmiştir. Bu enfeksiyonların varlığında, yara serum fizyolojik ile temizlenmeli ve derin dokudan mikrobik inceleme için kültür alınmalıdır. Yara dikilerek kapatılmamalı, kendiliğinden iyileşmeye bırakılmalıdır. El, pansuman sonrası atel yardımı ile istirahata alınmalı ve yüksekte tutulmalıdır. Bu enfeksiyonların erken tedavisinde ağızdan antibiyotik kullanılabilir.

Eğer hastada; diyabet veya tıkayıcı damar hastalığı varsa, bağışıklık sistemi hastalık veya ilaçlarla baskılanmış ise, yara 24 saatten eski ise, kemik hasarı varsa, ateş ve kanda iltihap hücresi artışı varsa, yumuşak doku enfeksiyonu bulgusu varsa hasta yatırılarak damar yolu ile tedavi başlanmalıdır.

Selülit: Selülit el infeksiyonlarının en yüzeyelidir ve yeteri kadar erken tanı konulabilirse antibiyotiklerle tam olarak tedavi edilebilir. Ciltte oluşan sıyrık, kesi veya ekzema gibi deri hastalıklarının yol açtığı giriş yerlerinden bakterilerin cilt altına ulaşması ve enfeksiyon oluşturmasına bağlı oluşur. Orta yaş ve yaşlı nüfusta daha sık görülür. En sık bacaklarda gözlenir, nadiren kollar, göz, baş, boyun gibi bölgeler de tutulabilir. Tanı elin etkilenen bölümündeki kızarıklık, ısı artışı ve ödemin tanınması ile konur. Hekim herhangi bir derin yapının katılımını ekarte etmelidir.

El, fonksiyonel pozisyonda istirahate alınır ve sürekli eleve pozisyonda olacak şekilde tutulur. Buna rağmen yine de yakın takip gerektirmektedir.